ŞEKER HASTALIĞI VE DETAVİSİ

ŞEKER HASTALIĞI VE DETAVİSİ
  • Dahiliye (İç Hastalıkları)
  • 21 Kasım, 2019
  • 0

ŞEKER HASTALIĞI VE DETAVİSİ

Vücudumuzun enerji ihtiyacının çoğu karbonhidratlardan (şekerli ve unlu gıdalar) sağlanır. Hücreler, ihtiyacı olan şekeri (glukozu) pankreastan salınan insülin hormonu yardımıyla kullanırlar.  

Vücudumuzun enerji ihtiyacının çoğu karbonhidratlardan (şekerli ve unlu gıdalar) sağlanır. Hücreler, ihtiyacı olan şekeri (glukozu) pankreastan salınan insülin hormonu yardımıyla kullanırlar.  
 
Şeker hastalığı (diyabet), pankreastan yeterli insülin üretilememesi veya ürettiği insülinin etkili bir şekilde kullanılamaması sonucu gelişir. 
 
 İnsülin, şekerin hücre içine girmesini ve hücrede glikojen olarak depolanmasını sağlar. Şeker hastası yediği gıdalardan kana geçen şekeri (glukozu) kullanamaz ve kan şekeri yüksek kalır. Bu durum, uzun dönemde bir çok organda hasara yol açar.  
 
Ülkemizde, şeker hastalığı sıklığı %7-10 arasındadır. Bu hastaların %2-3‟üne henüz tanı konmamıştır. Şeker hastalığının 2 tipi vardır. Tip 1 insülinin pankreasta hiç üretilmediği ya da çok az üretildiği tiptir. Sıklıkla çocukluk döneminde görülür.  Tip 2‟de pankreas insülin üretmekte fakat hücreler insüline direnç göstermektedir. Zaman içinde üretilen insülin miktarı da yetersiz kalır. Bu nedenle gıdalarla alınan şeker hücrelere giderek enerjiye dönüşemez ve kan şekeri yükselir, bu tip genellikle orta yaş ve erişkinlerde görülür ve şeker hastalarının % 90-95‟ini oluşturur.  
 
Belirtileri: Şeker hastalığının çok su içmek, ağız kuruluğu, çok yemek yeme, çok idrara çıkma, açıklanamayan kilo kaybı, kaşıntı, inatçı enfeksiyonlar gibi belirtileri vardır. 
 
Risk gurupları: aşırı kilolular, bel çevresi artmış kişiler, 40 yaş üstü kişiler, birinci derece akrabalarında şeker hastalığı olanlar, iri bebek doğuran veya daha önce gebelik şekeri tanısı olan kadınlar, yüksek tansiyonu olan kişiler, daha önce açlık şekeri sınırda yüksek (110-125 mg/dL) bulunanlar, gizli şeker tespit edilenler, fiziksel aktivitesi düşük olan kişilerdir. 
 
Tanısı: Şeker hastalığı belirtileri olan kişilerde, her hangi bir anda ölçülen kan şekerinin 200 mg/dL ve üzerinde olması, 8 saatlik açlıktan sonra ölçülen kan şekerinin 126 mg ve üzerinde olması, HgbA1c %6.5 ve üzerinde olması, 75 gr glikoz ile yapılan şeker yükleme testinde kan şekeri 200 mg/dL ve üzerinde çıkması durumlarında şeker hastalığı vardır, denilir.  

 Şeker hastalığı, vücudumuzda en çok damar ve sinirleri tahrip etmektedir. Damar zedelenmesi hayati organlarımızdan kalp, böbrek, beyin, ve gözde de olmaktadır. 
 
 Kalbin etkilenmesi ile kalp krizi (enfarktüs) ve kalp yetmezliği, böbrekte etkilenme ile kronik böbrek yetmezliği, beyindeki etkilenme ile felçler, gözdeki etkilenme ile körlük oluşmaktadır. 
 
 Korunma: Şeker hastalığı gelişmeden önce insülin direnci oluşur ve karaciğer ve kaslarda insülinin etkisi görülmez. Vucüt glukozdan yararlanmak için insulin miktarını artırarak kompanse etmeye çalışır, fazla yapılan insulin yemekten 2-3 saat sonra şekeri düşürerek açlık hissi, sinirlilik, çarpıntı, terleme, baygınlık hissine sebep olur.  
 
Hasta bu durumun bir şeyler yediğinde düzeldiğini tespit eder ve bol miktarda yemek yer. Bu aşamada korunmada, ara öğünler içeren sık ve az yeme programı uygulanır. Egzersizler (tempolu yürüyüş) insülin direncini azaltır, haftada 3-4 gün 30-60 dakika yapılmalıdır. 
  
Şeker hastalığının tedavisinin temelini yeterli ve dengeli beslenme ve düzenli egzersiz oluşturur. Bu tedavilerle, yeterli kan şekeri kontrolü sağlanamıyorsa, ilaç tedavisi eklenir. İlaç tedavisinde, haplar (oral antidiabetik) ve insülin kullanılır. Erişkin tipi şeker hastalığı olanların çoğunluğu uzun yıllar sadece haplarla başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Ancak vucutta tama yakın insülin eksikliği olan ve haplara cevap alınamayan hastalara tedavide insülin kullanılır. 
 
Diyabet tedavisinin doğru uygulanması için hastaların eğitimi şarttır. Diyabetli kişi sağlıklı beslenmeli, sigara içmemeli, düzenli egzersiz yapmalı, ilaçlarını düzenli kullanmalı, sağlık kontrollerini aksatmamalıdır.  
 

Yorum Yapın